19 Ocak 2011 Çarşamba

Müziğin Sesi ‘UZAK’tan Hoş Gelmez!

Uzun süredir beklediğimiz konser bu ay gerçekleşek. Hepimiz heyecanla bilet fiyatlarının açıklanacağı günü bekliyoruz. Beklemek heyecanımızı bir kat daha arttırıyor. İnsanın, dünyanın yaşayan en iyi mezzosopranolarından biri olan Cecilia Bartoli’yi canlı olarak dinleyeceği düşüncesi karşısında heyecanlanmaması mümkün değil.
           
Ve işte beklediğimiz gün geldi çattı. Sonunda bilet fiyatları açıklandı. Aman tanrım! Biletlerle beraber Cecilia Bartoli’nin kişisel eşyalarından bazılarını hediye olarak veriyorlar sanırım. Ya da bilemiyorum, bilet fiyatlarının içine Bartoli ile bir gece yemeğe çıkmak falan dahil olsa gerek. Çok merakta bırakmayayım. Bilet fiyatları şöyle: 215 YTL - 137 YTL - 67 YTL

Belki bazılarınıza çok da yüksek gelmemiştir bu rakam. Ama Avrupa Birliği İstatistik Kurumu'nun Avrupa’nın en yoksul ikinci ülkesi olarak açıkladığı ülkemizde bu rakamlarla bu konsere gidebilecek kaç kişi vardır? Tabi yetkililer “Biz de zaten herkesin gelmesini istemiyoruz” diyebilirler. Bu başka bir tartışma konusunu gündeme getirir.
           
Klasik müzik dinleyen, operaya giden kaç kişi kaldı Türkiye’de? Bu fiyatlarla kalan bir avuç insanı da kaybediyoruz. Yeni kuşaklar ise onlarla bunu paylaşacak ebeveynleri, büyükleri olmayınca kaliteli müzikten tamamen  mahrum oluyorlar.
           
“En İyi Klasik Vokal Performansı" dalında 2002 Grammy ödülünü ve 1999 sonbaharında piyasaya çıkan "Vivaldi" albümü ile dünyanın her yerinden sayısız ödül alan böylesine önemli bir vokal Türkiye’ye geliyor ve bizler –çok küçük bir azınlık dışında kalan çalışan kesim ve öğrenciler- bu konsere gidemiyoruz.
           
Festival Yönetimi ne düşünerek böyle bir fiyat belirledi bilemiyorum. Cecilia Bartoli’nin Orchestra La Scintilla ile Zürih’te gerçekleştirdiği konserde bilet fiyatlarının 84 YTL ile 166 YTL arasında, aynı konserin biletlerinin Amerika Zellerbach Hall’da 79 YTL ile 390 YTL arasında olduğunu öğrendim. Bununla birlikte yine aynı konserin  Amerika Illinois Üniversitesi’ndeki en yüksek bilet fiyatı ise 71 YTL. Şimdi bu fiyatlara bakarak “Bizim fiyatlar hiç de yüksek değilmiş işte.” diyenler vardır mutlaka.

Burada, 25 AB ülkesinin 100 olan satınalma gücü paritesine göre, kişi başına gelirin Türkiye'de 31 olduğunu (bu arada İsviçre’de 128) ve bu rakamla da yukarıda da belirttiğim gibi Avrupa’nın en yoksul 2. ülkesi durumunda bulunduğunu onlara hatırlatmak isterim. Hemen ABD için de rakamları vereyim. Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir yılda 5 bin 69 dolarken Amerika Birleşik Devletleri’nde 36 bin 100 dolar. Bu durumda ABD’deki alım gücü  bizimkinin yaklaşık 6 katı.

Son olarak Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin yeni sponsoru Borusan Holding ve başta yönetim kurulu başkanı Ahmet Kocabıyık olmak üzere tüm festival yönetimine haddim olmayarak! bir kaç ufak öneride bulunmak istiyorum. Önümüzdeki dönemlerde  toplumun belli bir kısmı dışında kalan müzik sevdalılarının da bu muhteşem konserleri izleme ve dinleme imkanı bulabilmeleri için bir takım yöntemler geliştirilebileceği görüşündeyim.
           
Hemen ilk aklıma gelen; her alınan normal bilet karşılığında bir öğrenciye konseri
bedava izleme olanağı tanınabilir. Biletlerin satıldığı internet sitesinde her bilet satın alındığında biriken bedava bilet sayısını gösteren bir kumbara konularak konser günü belli bir saatten sonra kumbarada biriken biletler -örn. 50 bilet- başvuran ilk 50 öğrenciye bedava olarak dağıtılabilir. Konserin program içeriğinde değişiklikler yapılarak bilet fiyatlarında farklı uygulamalara gidilebilir. Böylece 18’i ve 22’sinde normal olarak verilen konser, belirlenen başka bir günde bu farklı versiyonu ile gerçekleşebilir. Konser 1,5 saat sürüyor ve zengin bir program içeriyorsa bu saat kısaltılıp -1,5 saatten 45 dk.ya gibi- program içeriği değiştirilerek, ucuz bilet fiyatlarıyla toplumun daha geniş bir kesimine konserleri izleme olanağı sunulabilir. (tabi saatlerin kısaltılmamasını tercih ederim)
           
Eminim yönetim isterse, benim aklıma gelen bir iki basit çözümden çok daha iyi çözümler üretecektir. Geçmişte sanat hayatımıza hatırı sayılı katkılarda bulunan Borusan Holding’in önümüzdeki 10 yıllık dönemde sponsoru olacağı Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’ni toplumsal faydayı göz önünde bulundurarak, gelecek kuşaklarımızın da müzikten zevk almasına katkıda bulunmak üzere daha iyi bir duruma getireceğini umud ediyorum.

18 ve 22 Temmuz tarihlerinde saat 20:00’de Aya İrini’de gerçekleşecek konsere gideceklere bu muhteşem konserin tadına varmalarını diliyorum. Bizlerse konser mekanının dışında olcağız, kulağımıza bir iki nota takılsın diye. Kimbilir belki de karşılaşırız.


Hiç yorum yok: